Detaylı bilgi için: 0532 550 99 19

Piyano Tarihçesi

Piyano, tuşlarına basıldı zaman, çekiçli ve karmaşık mekanizması sayesinde ses veren tuşlu bir çalgıdır.

Üretim şekline göre genel olarak duvar (konsol) ve kuyruklu (salon / konser / grand) olarak iki ana türü vardır. Piyano kelimesi İtalyanca kökenlidir ve “güçlü ve hafif sesli klavsen (harpsikord) – gravicembalo col piano e forte” den geldiği için Pianoforte olarak adlandırılmıştır. İlk örneği olan, klavsenden farkı, tuşa basarken uygulanan kuvvetle, çıkan sesin şiddetinin birbirine paralellik göstermesidir. İlk tuşu La-0, son tuşu Do-8 olmak üzere toplam 88 tuştan oluşur.

1711 Yılında Bartolommeo Cristofori Floransa’da “Piyano e forte” isimli yeni bir müzik aleti icat etti. “Piyano e forte” denmesinin sebebi, çalgı üzerinde kuvvetli ve hafif seslerin çıkartılmasına uygun olmasıydı. Piyanonun çıkardığı sesler, meşin kaplı tuşların tellere vurmasıyla elde ediliyordu. Cristofori’nin başarılarından biri de, çekicin tellerden hızlıca ayrılarak notanın tekrardan çalınması sorununa teknik bir çözüm getirmesi olmuştur. Cristofori’nin en büyük başarısı, piyanonun temel mekanik sorunu olan, çekicin tellere vurması anında sesin çekicin etkisi ile sönümlenmemesi ve çekicin çok çabuk bir şekilde tellerden ayrılarak notanın yeniden çalınabilmesi sorununa bir çözüm üretmesidir. Piyanonun mekanizmasında, seslerin adedinde çekiçler, çekiçlerin harekete geçmesini sağlayan manivelalar ve telleri durduran çuha (meşin) bir bölüm bulunuyordu. Piyano mekanizmasını meydana getiren çekiç mekanizmasının Cristofori’den önce Marius ve Schroter tarafından icat edildiği idda edilmiştir. Marius bir klavsen üreticisiydi. 1716 yılında Paris akademesinde sunduğu “clavecin a maillet” (çekiçli klavsen) adındaki dört mekanizma modelinde klavsene eklediği bu çekiç sistemiyle, mızrap görevi gören tüy uçlarının değiştirilmesini ortadan kaldırdı. Böylece Marius tokmaklı klavseni icat etmiş oldu. 1732 yılında ölene kadar 20 kadar piyano üretimi yaptı. Schroter ise bu mekanizmanın kendisi tarafından icat edildiğini idda etmiştir. Schroter’in 1721 yılında Dresten Sarayı’na gönderdiği iki piyano mekanizması modeli tarihsel açıdan oldukça önemlidir. Aynı dönemde Almanya’nın Freiburg kentinde Silbermann da 1726’da ürettiği iki piyanoda Cristofori’nin mekanizmasını kullanmıştı. Her iki piyano Silbermann tarafından J.S.Bach’a sunulmuş ancak Bach piyanoların ince seslerinin zayıfladığından ve tuşların sertliğinden dolayı memnun olmamıştır.

Teknik Gelişim Süreci:

*1728 -1792 Johann Andreas Stein – Alman (veya Viyana usulü) mekanizmalı piyanolar meydana getirdi.

*1789 Stein – dizliklerin yerine pedal uyguladı. *1796-1871 Johann Baptist Streicher – Beethoven’in arzusu üzerine piyonu yapısını sağlamlaştırdı. Bir otum kapağı daha ekleyerek daha dolgun bir ses elde etti.

*1789 – William Southwell – ilk düz piyanoyu üretti.

*1822 – Sebastian Erard – ikili itme dilleri sistemini geliştirdi.

*……… – Henri Pape – Keçeli çekiç ve çapraz teli kullandı.

*……… – James Thom – ekleme demir çatıyı kullandı.

Piyano sanayinin gerçek kurucusu Alman Zumpe’ dir, “kılavuzlu” denen mekanik piyanonun üretimini yaptı.

İlk piyanolar, şekil olarak dönemin klavikordlarına benzediğin için kuyruklu olarak üretilmişti. Org üreticisi Frederici’nin icat ettiği dört köşe piyanoyu, Zumpe dört köşe piyanoyuçok sayıda üreterek İngiltere’ye yaydı. Bilinen en eski Zumpe piyanosu1766 tarihlidir. 1762 yılında Bach’ın oğlu Cristian Bach Londra’ya geldiğinde Klavsen üreticileri artık piyano üretimine başlamışlardı. Hollandalı Backers adındaki usta Cristofori’nin mekanizmasında tuşun sonuna ayarlanabilen bir vida ekleyerek ”ingiliz mekanizması”nı icat etti. Bu mekanizmanın oluşmasında Backers’e yardım eden İngiliz Broadwood ise aynı sistemi Broadwood piyanolarında kullanmıştır. Muzio Celementi 1773’ de on sekiz yaşındayken piyano için yazdığı üç sonatla tarihteki ilk piyano eserini yazmıştır. Yazdığı bu sonatlarla piyano çalma tekniğinin temellerini atan Celementi, piyano için eser yazan ilk besteci olmuştur. Piyano sesinin klavsenden cılız ve tuşesinin sert olması sebebiyle, 1770 yılına kadar piyano için eser yazılmamıştır. Aynı dönemde Londra piyano ve klavsen üretiminde oldukça ilerlemişti. Backers’in ve Broadwood’un ürettiği piyanoları kullanılmaya başlamıştı. Aynı zamanda başkentte Kirkman ve Shudi klavseni teknik olarak en gelişmiş duruma getirmişlerdi. Piyano ile klavsen rekabeti, Bach, Schroter ve Celementi’nin piyano kullanmaları, piyano üreticilerini yüreklendirmişti.

Broadwood mekanizmaya bazı yenilikler getirerek 1783’te piyanoya iki pedal ekledi. Pedallardan birinin görevi tellerin üzerindeki çuhaları tamamen kaldırıyor, diğer pedalla tellerin üzerinetitremeyi azaltan bir kumaş parçası yapışıyordu. Viyana da Stein isimli bir üretici yeni bir mekanizmayla piyano üretmine başlamıştı. 1777’de Mozart Stein’in piyanolarından birini incelemiş ve diğer piyanolardan daha üstün olduğunu babasına yazdığı mektupta anlatmıştı. Stein’in damadı Andreas Steicher Stein’in mekanizmasını geliştirip 1794’te Viyana piyanolarının üretimine başladı. İngiliz piyanoları Paris’te piyasaya egemendi. Erard 1777’de ilk köşe Fransız piyanosunu yapmış fakat Fransız Devrimi sebebiyle Londra’ya kaçmıştı. 1796’da Fransa’ya döndüğünde icat ettiği mekanizmasının beratını Londra’da almıştı. Mekanizması, Stain’in geliştirdiği Alman mekanizmasına benzese de, Erard daha çok çifte mekanizmalı arpla ilgilendiği için piyano üretimine gereken önemi verememiş ve xvııı. Yüzyıl İngiliz ve Viyana piyanolarının altında kapanmıştır.

Gergin tellere dayanabilecek kasnağın yapılması piyano yapımcılarını uğraştırmış önemli bir sorundu. 788’den itibaren teller çelik kasnaklar üzerine gerilmeye başlanmıştı. Bunun sebebi kalın tellerin gerginliğinin kasnak üzerinde yüksek basınç uygulamasıydı. 1808 de Erard çift maşalı (douple echapement)mekanizmayı icat ettiğinde bu mekanizma Piyano üretimi tarihinde bir devrim olmuştu. Aynı mekanizmayı yeğeni Pierre Erard geliştirip 1821’de “tekerrürlü mekanizma”yı icat etti. Günümüzde kullanılan kuyruklu piyanoların mekanizmaları böylece Pierre Erard tarafından 1821’de bulunmuş oldu. Bu icat, Hummel ve Lizst gibi piyanistlerin piyanoya daha fazla rağbet etmesini sağladı. Thalberg 1830 yılında bu piyanoların diğer piyanolara olan üstünlüğünü onayladı. Blüthner, Pleyel, Kriegelstein ve Herz, Collard, Hopkinson, Ramsay and Kind ve Southwell, Steinway piyano fabrikaları tekerrürlü mekanizmayı üretimlerinde kullandılar.

Modern piyanonun ses genişliği yedi oktav ve bir minör üçlüyü ( kalın la’dan ince do’ya kadar olmak üzere) kapsamaktadır. Klasik piyano eserlerini çalmak için altı buçuk oktav yeterlidir. Piyano fabrikaları tuş sertliği konudunda incelemeler yapmışlar ve sorunu çözmek için çaba göstermişlerdir. Piyano tuşesi piyanisti yormayacak şekilde sert olmamalı aynı zamanda parmakları güçsüz bırakacak kadar da yumuşak olmamalıdır. Stainway piyanolarında bulunan ve bu piyanoların özelliği olan üçüncü pedal sesleri uzatmaya yaramaktadır ve ilk olarak 1862’de Montal tarafından kullanılmıştır. Üçüncü pedalın faydası az sayıda eserde kullanılcığı için fabrikalar bu pedal yerine, piyanistlerin daha az gürültülü çalışabilmeleri için sesleri hafifleten üçüncü bir pedal kullanılmışlardır.

Bu enstrüman, büyük bestecilerin en yakın dostu olmuştur. Altı-on yaşlarından başlayarak, öğrenebilecek enstrümanların birincisi piyanodur. Sebebi ise piyanistlerin kullanacakları sesleri piyano üzerinde hazır bulmalarıdır.

Piyanist Sigismund Thalberg: “Çalarken, sesleri uzatmayı, iyi bir ses çıkarmayı ve ses çıkarırken gerekli olan değişiklikleri yapabilmek için, zorunlu olan ilk şartlardan biri her türlü sertliklerden uzak bulunmaktır. Kolda, elde ve parmaklarda mahir bir şantörün sesinde malik olduğu incelik ve bükülmeler bulunmalıdır. İhmal edemeyeceğimiz bir tavsiye varsa, o da , çalarken vücudun hareketlerinde büyük bir ölçü olmalı, kolları, elleri büyük bir sükunetle yönetmeli, Piyanoya çok yüksekten vurmamalı, kendi kendini dinlemeli, kendi hakkında sert bulunmalı ve kendi kendine hüküm verebilmelidir. Genellikle, parmaklarla fazla çalışılıyor, fakat kafa ile yeter derecede çalışılmıyor.”

Piyano pedallarının kullanılmasıyla ilgili Antoine Marmontel: “Pedalları kullanmağa müsaade olunan öğrencilerin büyük bir kısmı onları usulleri saymak için kullanırlar yahut da ayaklarını pedalın üzerine basarlar ve bir daha çekmezler. Şüphesiz ki, her ikisi de kusur olan bu alışkanlıklara sahip olmamak gerekir.”

Lavignac: “Pedal sanatı ayağın nasıl konulacağını değil, nasıl çekileceğini bilmektir.”

 

Hakkımızda

Dijital ve akustik enstrümanlarınızın bakımı, onarımı ve yedek parça sağlanması konusunda hizmetinizdeyiz.

Bize Ulaşın!

Telefon & Whatsapp: 0532 550 99 19

Google Map

Visit Us On FacebookVisit Us On TwitterVisit Us On PinterestVisit Us On YoutubeVisit Us On Linkedin